BESCESMELER FOTOĞRAF GRUBU
- Bescesmeler
- Fotoğraf paylaşım sayfasıdır.paylaştıkça güzelleşen, güzelleştikçe paylaşmak istediğimiz bize özel fotoğraflarımız için buradayız. beşçeşmeler fotoğraf grubumuzun ürünlerini görebileceğimiz yerdir. fotoğraf grubumuz tamamen amatör fotoğrafçılara fotoğrafın teknik yönlerinin öğretilmesi ile beraber yakalanacak bir paylaşımdır,dersler Onur Gökkuş tarafından verilmektedir.Zaman,mekan sorunumuz yoktur,dersler ücretsizdir.Dileyen herkesi aramızda görmekten mutluluk duyarız...
2/27/2009
2/26/2009
2/25/2009
2/24/2009
2/18/2009
2/17/2009
2/16/2009
2/14/2009
2/04/2009
**HATIRLAYALIM**
Fotoğraf makinalarında, film düzlemine düşecek ışık miktarını ayarlayan en önemli parçalardan birisidir. İnsanın gözünde, göz bebeğinin işlevi ne ise fotoğraf makinalarında da diyaframın işlevi odur.
Ortamdaki ışıklılık durumu yoğun ise, başka bir deyimle ortam çok ışıklı ise kapalı (kısık), ortam az ışıklı ise açık durumunda bulundurulur. Diyaframı, işlevi açısından bir musluğa benzetmek olasıdır. Musluk çok açıldığında suyun çok akması gibi, diyafram açık olduğu zaman da filme düşen ışık miktarı artacaktır.
Diyafram, birbirine tutuşturulmuş küçük metal plakalardan oluşur ve hareketini, içine yerleştirilmiş olduğu, dairesel bir bilezikten alır. Söz konusu metal plakaların çeşitli durumları, çeşitli fiziksel ölçüleri sonucunda farklı değerler almışlardır. Bu değerler diyaframın açıklık durumunu belirleyen ölçülerdir. Genel olarak diyafram açıklıkları aşağıdaki değerleri alırlar…
Fotoğraf çekimi sırasında diyafram değeri fotoğrafımızın net alanını belirlemektedir.
Başlangıçtaki fotoğrafta gördüğünüz gibi açık diyafram değerlerinde odak noktası net arka kısımlar ise flu gözükmektedir. Ancak diyafram kısıldığında net alan artmakta ve fotoğrafın tamamı net bir hal almaktadır…
FOTOĞRAFTA KOMPOZİSYON
BAKIŞ YÖNÜ
Konudaki değişmenin izlenebildiği yönden bakılmalı. Örneğin: Çamaşır yıkayan kadının yandan veya arkadan çekilen fotografları önden çekilen fotografa göre daha az belirgin olur.
Buradaki örneğimizde sigara içen amcanın sigarayı yakış anı ve ilk dumanları yandan çekilmemiş olsaydı. Bu fotograf anlamını büyük ölçüde yitirecekti. Konu olan herşey açıklıkla fotograflanmıştır.
FOTOĞRAFTA KRİTİK AN
Her hareketin saptanacağı bir kritik an vardır. Bu an başlangıçta, ortasında veya bitiminde olabilir. Örneğin; 100 metre koşucularının start çizgisinden fırlayışları hareketin başlangıcıdır. Oduncunun havadaki baltası hareketin ortasıdır. Dalgaların kayalara çarpıp dönüş anı ise sürekli hareketin sonudur.
Örneğimizde; Sapan çeken çocuğun, sapana taş koyması hareketin başlangıç noktası, sapanı germesi ortası ve bırakmasıda hareketin sonu olarak değerlendirecek olursak. Burada hareketin ortası kritik an seçimiştir.
İYİ BİR KOMPOZİSYON İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER
- En iyi bakış açısını seçin.
- Gerektiği kadar alan derinliği verecek bir diyafram değeri seçin.
- İstediğiniz hareket özelliğine göre enstanteneyi belirleyin.
- Konunuzu çerçeve içine yerleştirin.
- Arka planı ve çerçeve kenarlarını kontrol edin.
- Can alıcı anı bekleyin.
PERSPEKTİF VE DERİNLİK
Fotograf ta giderek bir birine yaklaşan çizgiler (doğrusal perspektif) yada giderek küçülen cisimler (hacimsel perspektif) fotografa üçüncü boyut katar.
Fotograf karesindeki ön plandaki cisimlerin abartılı büyüklükleri ya da arka planın önünü kapamasıda fotografa derinlik verir. Kısa odak uzaklığına sahip objektifler fotograf içindeki nesneleri birbirinden uzaklaştırarak derinlik duygusunu pekiştirir. Uzun odaklı objektiflerde yakındaki ve uzaktaki nesneleri birbirine yakınlaştırarak fotograftaki derinliği azaltır. Fotografdaki derinliği etkileyen unsurlardan birisi de diyafram açıklığıdır. Kısık diyafram açıklığı alan derinliğini artıracağı için fotograftaki net alanlar daha fazla olacağından derinlik artar. Açık diyafram açıklığı alan derinliğini azaltacağı için fotografta net alan azalacak ve derinlik azalacaktır.
FOTOĞRAFTA DENGE
Birbirini tamamlayan şekil, renk ya da aydınlık veya karanlık alanların göze hoş gelecek şekilde ayarlanmasıdır. Denge simetrik veya asimetrik olabilir.
FOTOĞRAFTA ÇİZGİLER
Fotografta diyagonal çizgiler yön belirtmek için kullanılır. Tekrarlayan çizgiler de bakan gözlerin dikkatini fotografın ilgi merkezine çekmek için kullanılır. Bunun yanında çizgilerin çeşitli anlamları vardır.
- Diz Çizgiler, hareketsiz çizgilerdir. Düz çizgilere bakan göz hiç bir kırılmaya, iniş çıkışa, dalgalanmaya takılmadığından durgunluk, durulma, yerleşme etkisi verir. Düz çizgiler, dikey ve yatay olarak doksan derecelik açı prensibi üstüne kurulmuşsa yerleşme ve hareketsizlik duygusunu daha da kuvetlendirir. Sakin rüzgarsız, çalkantısız bir havada toprak üstündeki ağaçlar doğanın durdunluk duygusunu verdiklerinden insanları rahatlatır.
- Toprak üstünden yukarıya, gökyüzüne doğru yükselen çizgiler, hayat canlılık duygusunu uyandırır. Örneğin ağaç filizleri toprak üstünden gökyüzüne yönelmek ister veya insanlar sevincini belirtmek için kollarını havaya kaldırır. Tam tersi toprak üstünden aşağıya toprak içlerine düşen çizgiler bitkinlik, cansızlık, ölümlülük duygusunu uyandırır. Salkım söğütün uyandırdığı melankoli duygusu dalların aşağıya doğru olmasından kaynaklanır.
- Düz çizgileri özetleyecek olursak; Yukarıya yönelen çizgiler canlılık, mutluluk, hayat duygusu uyandırırken aşağı doğru inenlerin kader, ikisinin ortası olan yatay çizgiler durgunluk etkisi uyandırır. Düz çizgilerin sağa veya sola yatması hareketleri kıpırdanma duygusuna yol açar.
- Eğri çizgiler ‘in eğrilikleri artıkça, dinamizm ve hareket duygusunuda beraberinde artırır. Eğri çizgilerin egemen oldukları herhangi bir alana bakan göz, yaşamın, sevginin ve kaynaşma duygularının etkisinde kalır. Bir çizgi ne kadar eğilip bükülürse tıpkı deniz dalgaları gibi canlılık duygusunu da o kadar artırır.
- Kırık çizgiler, Karmaşa ve boşalma duygusu uyandırır.
BAKIŞ UZAKLIĞI
Konu çerçeveyi yeterince doldurmalıdır. Normal objektifle 100 metreden çekilen balıkçıların ne yaptıklarını kestirmek zordur.
Örneğimizde ağ çeken balıkçıların hareketleri açıklıkla seçilebiliyor.
BAKIŞ YÜKSEKLİĞİ
Bir işle uğraşan kişinin işini ve kendisini gösterecek yükseklikte olmalı. Örneğin, prinç ayıklayan birisinin alttan çekmemek gibi ya da sokakta “Yağ satarım bal satarım” oynayan çocukları çekerken dairesel dizilişi mendili ve ebe’yi gösterecek yüksek bir noktadan çekmek gibi..
Yukarıdaki örneğimizde bakış yüksekliği kişinin ne yaptığını açıkça gösteriyor.
BOYUTLARIN ETKİSİ
Yatay dikdörtgen boyutlar dengeli ve sakin bir duygu verirken, dikey konumda güç ifade ederler. Kare boyutlar derli toplu konulara daha uygundur.
RİTM (TEKRARLAR)
Arka arkaya gelen benzer nesneler fotoğrafta ritm duygusunu artırır. Bu yüzden ritmi bozan nesneleri fotoğraf karesinden çıkarmak gerekir.
İLGİ MERKEZİ
Çektiğimiz fotoğrafın ilk görevi bakan gözlerin fotoğraf içinde dolaşmadan veya çok kısa bir gezinti sonunda fotoğrafın ilgi merkezine gitmesini sağlamaktır. İlgi merkezi yani fotoğrafı çekmemizin gerektiren herşey olabilir. Fotoğraftaki ilgi merkezi fotoğraf karesi içinde herhangi bir yere yerleştirilebileceği söylenir. Yine de 1/3 kuralınıda unutmamak gerekir. İlgi merkezinin ortada olduğu durumlarda iyi sonuç veren konuların bina, heykel, gün doğumu veya batımındaki güneş ve dağ fotoğrafları olduğu söylenir. Fotoğrafa bakış yönü ve ilgi merkezinin doğru orantılı olduğu da söylenir. Yani soldan sağa doğru okuyor aynı zamanda yazan insanların fotoğrafı da soldan sağa doğru okunduğu söylenir. Bu bakımdan ilgi merkezinin solda olması beklenir. Bu görüş sağdan sola doğru okuyanlar insanlar için de geçerli olacağından ikilem yarattığı için pek tutulmaz ama yinede aklınızda bulunsun. Genelde fotoğrafa sol alt köşeden girildiği ve üst kısımlardan çıkıldığı görüşü hakimdir.
HAREKET
Fotoğraftaki hareketi vurgulamak için çeşitli yöntemler vardır. Bunların en başında düşük örtücü hızında çekilmiş fotoğraflardaki uzamış görüntülerdir. Fotoğraftaki yüksek kontrast, ufuk çizgisinin açısı, tekrar eden konular, yuvarlak hatlar da fotoğrafa hareket duygusu vermek için kullanılırlar.
ALINTI : http://www.fotograf.net
Fotoğrafın Tarihi ve Tarihte Çekilen İlk Fotoğraf
Dünyayı görüntülerle “yeniden sunma” isteğinin tarihi, mağara resimleriyle ilk çağlara kadar gidiyor. Yüzyıllar boyu ressamlar gerçeğe en yakın kopyaya ulaşmak için büyük çileler çektiler. Teknik görüntü dediğimiz kavramın ortaya çıkması ise 1826 yılında Joseph Nicéphore Niépce’nin ilk fotoğrafı ile oldu.
1826 tarihli bu “ilk fotoğraf” 8 saatlik bir pozlamayla oluşturulmuştur.